Haydi! Bugün kendin için bir şey yap
Yaşam, hepimize bahşedilmiş bir hediye. Bu hediyeyi ne kadar özenle muhafaza edersek, içinden çıkanlar da bizi o derece mutlu edecek.
Danışanlarıma genelde ilk söylediğim cümle bu oluyor. Zira, zihnimizde bizi yoran her şeyi, öncelikle yaşamı sevmeye başlayarak bertaraf edebiliriz.
Birçoğumuzun hayatı ne yazık ki ‘kısır döngü’ diye tanımladığımız olgudan ibaret.
- Uyan,
- İşe git,
- Mesaini tamamla,
- Eve dön,
- Yemeğini ye, dinlen,
- Uyu.
İşte bu kısır döngü, yaşam boyu bize negatif enerji veren birçok nedenin temelini oluşturuyor. Mesela, bu kısır döngüden kurtulmak için hayal kuruyoruz. Bu kısır döngüden kurtulmak için para biriktiriyoruz. Bu kısır döngüden kurtulmak için yatırım yapıyoruz. Neredeyse tüm çabalarımızın arka planında yatan sebep bu kısır döngüden kurtulup daha iyi şartlarda yaşama isteği.
Buraya kadar her şey normal. Yani ruh sağlığı yerinde olan her birey daha iyi yaşam standartlarına sahip olmak ister. Ancak bazı kavramları karıştırıyoruz.
- Daha iyi yaşam, daha iyi bir eve sahip olmak için 15 yıl borç yükü altında ezilmek değil.
- Daha iyi yaşam, daha iyi bir arabayla gezebilmek için, gezip görmen gereken yerlerden maddi sebeplerle feragat etmek değil.
- Daha iyi yaşam, daha çok iş ve daha çok para değil.
Hepimizin aslında her daim aklının bir köşesinde olan, ancak hiç yokmuş gibi yaşadığı bir gerçek var: Bu yaşamın bir sonu var. O ‘Son’ gelmeden, heybemize ne kadar mutluluk, ne kadar güzel anı doldurabilirsek o kadar kârdayız. Yarına uyanacağına dair garantinin olmadığı bir hayatta, bu günü es geçmek ne büyük lüks!
Haydi bugün kendin için bir şey yap. Mesela, çok beğendiğin ama maddi kaygılarla alamadığın o ayakkabıyı hemen gidip al. Bu ay 200 lira eksik biriktir, inan hiçbir şey olmaz. Bu akşam, çok sevdiğin 3 kişiyi yanına al ve en sevdiğin yemeği onlara da ısmarla. Çocuğun var mı? Şimdi git ona küçük bir hediye al. Akşam eve döndüğünde o hediye için harcadığın paranın satın alamayacağı kadar mutluluk dolduracaktır yüreğine. Eşine/sevgiline en son ne zaman güzel bir şey söyledin? Ne duruyorsun, yazsana haydi! Karşılığında sana tarifsiz bir huzur verecek. Üstelik bedava!
Seneca’nın, çok sevdiğim ve benimsediğim 6 maddelik zaman yönetimi önerisini paylaşmak istiyorum:
- Ölümü unutma.
- Bir şeyi yapabiliyorsan, hemen yap.
- Sıkılınca değil, düzenli olarak ara ver.
- Gün sonunda gününü gözden geçir.
- Önemsiz şeylere kıymet verip zaman harcama.
- Zamanın her şeyden değerli, bunu hiç unutma.
Yeni bir sen yaratmak için bu zaman yönetimi önerilerini dikkate al sevgili okur. Bunu yaparsan, yarın bambaşka bir sen olarak uyanacaksın. Sonrasına bakarız…