Nezaket Emine Atasoy: ‘Başarının 3 sırrı’

Türkiye’nin ilk kadın IHRDC İyi Niyet Elçisi, yaptığı çalışmalar ve sosyal projeleriyle adından çokça söz ettiren başarılı iş insanı Nezaket Emine Atasoy ile Türkiye ve devletler arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmekteki hedeflerini, kadınların çalışma hayatındaki yeri ve başarılı olmanın sırlarına dair birçok konuya değindiğimiz röportajımız GOLDEN PALM dergimizde.

Nezaket Emine Atasoy kimdir? Kendinizden bize bahseder misiniz?
Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu Genel Başkanı, Türkiye’nin ilk kadın IHRDC İyi Niyet Elçisi ve Atasoylar Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı’yım.
Genç yaşta iş hayatına atılarak hem üretim ve ticaret hem de sivil toplum kuruluşlarındaki başarılarınız ile dikkat çekiyorsunuz. Başarınızın sırrı nedir?
İnanmak, çalışmak ve sabırlı olmak. En önemli üç meziyet. Önce yaptığınız işe inanacaksınız. Çok çalışacaksınız ve sabırlı olacaksınız. Motivasyon, planlama ve işi gerçekleştirme döngüsü vardır. Bu döngüye herhangi bir yerinden dahil olabilirsiniz. İşin sırrı budur. Motive olmayı beklerseniz veya uzun uzun plan ve program yaparsanız, işi uygulamaya koyamazsınız. Esas olan, işe bir ucundan başlamak, harekete geçmektir; gerisi yolda oturur.
Önemli olan size hangi kartların geldiği değil, elinizdeki kartlarla en iyi oyunu çıkarmak ve yolda rastladığınız spontane sürprizleri lehinize çevirmektir. Bu perspektif, başarıya giden bir kestirme yoldur, gerekli riskleri almak için de ihtiyacınız olan cesareti sağlar.
ULUSKON yüklendiği misyon gereği çok yönlü bir firma. Hem yabancı yatırımları ülkemize çekiyor hem de yerli markalarımızı dünyaya tanıtmakta çok başarılı. ULUSKON’un tarihinden ve kuruluş amacından bahseder misiniz?
ULUSKON, uluslararası kapsamda kurulmuş, özellikle küresel çapta ihracata katkı sağlamak amacıyla ve yatırımlara yön verme amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. En önemli amaçlarından birisi, uluslararası arenada Türkiye ile diğer devletler ve milletler arasında ticari ilişkiler kurmak ve var olan ilişkileri güçlendirmek. Bizlerin yaptığı işler, yurtdışından gelen yatırımcıları Türkiye’ye yatırım yapma konusunda teşvik etmek ve projeleri özellikle de ihracat projelerini küresel kapsamda hayata geçirmek. Bunun sebebi Türk ekonomisinin ihracatla kalkınacağına inanan bir kuruluş olmamız. ULUSKON; barış, ekonomik ve sosyal projelere yönelik ülkelerarası yeni bağlar inşa etmektedir ve bu etkileşimlerin bir güven çerçevesinde yürütülmesini sağlamaktadır.
Diğer bir deyişle konfederasyonumuz, Türkiye ile bölgemizde ve dünyadaki diğer devletler ile ulusal ve uluslararası arenada ilişkilerimizi güçlendirmek için ticari ve ekonomik zirveler düzenlemek, aynı zamanda Türkiye’de ve diğer dünya ülkelerinde yardıma muhtaç milletlere din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmaksızın her türlü insani yardım kampanyalarının başlatılmasına öncülük eder.
Son zamanlarda bilhassa Afrika ülkelerine çok defa seyahat ettik. Bunun sebebi Afrika’nın bakir bir bölge olması ve birçok fırsat barındırması. Dolayısıyla Türk iş dünyasından da Afrika’da iş yapmak isteyen çok fazla iş insanımız var. Aynı zamanda ULUSKON, Türkiye ve Afrika arasında bir iyi niyet elçisi olarak görevini de sürdürmektedir. Türkiye-Afrika Ekonomik İşbirliği Konferansı buna bir örnektir.
Özellikle gençler için yaptığınız projelere katkılarınız dikkat çekmekte. Sosyal sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz?
Konfederasyonun diğer bir amacı, kadınları ve erkekleri toplumun her alanında görünür, etkili ve yetkili hale getirmek, iş ve meslekleri ile ilgili konularda gelişmelerine katkı sağlamaktır. İş dünyasında kadın ve erkek eşitliği dengesini korumak, ulusal ve uluslararası camiada iş kadınları ve adamlarının eşit şartlar altında rekabetlerini dengelemek, iş kadınları ve iş adamlarının uluslararası camiada yatırımlar yapmalarının önünü açmak.
Benim sivil toplum hayatım 20 yıllık. Tabi 20 yıllık süre zarfında da gençlerin ve kadınların istihdamına yönelik birçok projeyi hayata geçirdim. Bu projeler konusunda da gerek Avrupa Birliği, gerek İŞKUR, zaman zaman da Türkiye’de kamu kurumları ve kuruluşlarıyla da işbirliğinde bulunduk. ULUSKON aynı zamanda Birleşmiş Milletlerin üyesi bir kuruluştur. Doğal olarak amacımız, hem Türkiye hem de dünyadaki sosyal projelere destek vermek.
Dünya hızla değişime gidiyor. Ülkemizin gelişmesini istiyorsak bu değişime ayak uydurmalı, küreselleşmeye gitmeliyiz. Gençlerimiz için de en büyük isteğim onlara üreten ve gelişen bir Türkiye bırakmak. Bunun için uğraş veriyorum. Türkiye’nin gelecekte de çok büyüyeceğine ve dünya ekonomisinde önemli bir yere sahip olacağına inancım tam.
Türkiye’nin ilk kez Uluslararası İnsan Hakları Savunma Komitesi (IHRDC) İyi Niyet Elçisi olarak atandınız. Yeni göreviniz ile ilgili projelerinizden bahseder misiniz?
İnsan Hakları Komitesi; adaletsizlik, eşitsizlik ve insan hakları konularında mücadele veren bir kuruluştur. Birleşmiş Milletler ile beraber çalışan bir kuruluştur. Merkezi Amerika Virginia’dadır fakat özellikle Brüksel ve İsviçre’de de faaliyet göstermektedir. Dolayısıyla bugüne kadar Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonlarında da çokça görevler yürüttüm. İnsan Hakları Komitesindeki görevime de İyi Niyet Elçisi olarak yola devam ediyorum. Bu tür çalışmalara öncelikle Türkiye’de ve gittiğim tüm dünya ülkelerinde ivme kazandırmak başlıca hedeflerimden.
2022 hedefleriniz nedir?
2020 ve 2021 yılı özellikle pandemi sebebiyle zor bir süreçti. 2022’de pandeminin biteceğine dair ümitliyim. Çünkü pandeminin bitmesiyle beraber hem ülkemiz ekonomisi hem dünya ekonomisi canlanacak ve önceki ivmesine kavuşacaktır. 2022’de yaptığımız çalışmaları daha da büyütmeye hevesliyiz. Gidemediğimiz dünya ülkelerine ziyaretler gerçekleştireceğiz. İhracata yön vermek ve ivme kazandırmak başlıca hedefimiz. Türkiye’nin ekonomisinin pandemi sonrasında yeniden canlanmasının yolu ihracattan geçmektedir. Biz bunun farkında olan bir konfederasyon olarak buna öncelik veriyoruz. Özellikle de yatırımlarla ilgili konularda da Türkiye yatırım yapmak isteyen yabancı iş insanlarına da destek vermeyi hedefliyorum.
Yoğun temponuzda dinlenmek ve yeniden enerji kazanmak için neler yapıyorsunuz?
Sosyal projelerle dinlendiğimi düşünüyorum. Özellikle sosyal projelerin içinde olmak beni çok mutlu ediyor. Çünkü yardım etme duygusu eşi benzeri olmayan bir his. Zaman zaman müzik dinleyerek ve sporla uğraşarak da dinlenmeye çalışıyorum.
Başarınızı kanıtlamış bir iş insanı olarak sizin gibi olmak isteyen girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Öncelikle gençlerimize seslenmek ve küçük bir öğüt vermek istiyorum. Her şeyin başında sıkı çalışmak, başarı için en önemli etkendir. Herkesten daha akıllı ve yetenekli olmayabilirsiniz. Bağlantılarınız ve aynı mükemmel çevreye sahip de olmayabilirsiniz. Fakat cesaretinize, çaba ve azminize her zaman güvenebilirsiniz. Çünkü zamanla, gayretinizin beceri ve tecrübeyle taçlanacağını bilmelisiniz. Beceri ve tecrübe için her zaman çaba gösterebilirsiniz.
Eğer iyi kazanç getiren bir işim olsun diyorsanız bu önerilere dikkat edin. Geleceği planlarken bu yol haritasını göz ardı etmeyin. Gelecek 10 yılın Türkiye’sine damgasını vuracak belli sektörler var. Bunların arasında 130 milyar dolarlık yatırım yapılması gereken enerji sektörü başı çekiyor. Girişimciliğinizi yönlendireceğiniz alanı iyi seçmeniz gerekiyor. Perakende, lojistik, çevre ve geri dönüşüm sektörleri ise yeni alanlar olarak karşımıza çıkıyor. Bilhassa geri dönüşüm sektörü bugüne kadar hiç gündeme gelmemiş ve geleceği çok parlak bir alandır. Türkiye’de denetlemeye dayalı sektörlerin henüz yeterince gelişmemesinin nedenleri ihtiyaç duyulmadığı için yasal zemin oluşmaması ve çevre kültürü ve bilincinin istenilen bilimsel düzeyde oluşmamasıdır. Yeni gelişen sektörler çerçevesinde gençlere bazı önerilerimiz olabilir. Üniversite tercihi yapılırken istihdam alanına göre tercih yapılmalı, ailenin veya dar sosyal çevrelerin klişelerine uymamalarını öğütlerim. Eğer üniversite öğrencisiyseniz, seçtiğiniz sektörde hangi dilleri bilmek ve hangi ülkeleri yakından takip etmek gerektiği konusunda bir araştırma, merak ve kendini yetiştirme süreci içinde olmanız ileride size çok şey katacaktır.
Bunun yanı sıra, süper iletkenlerin önemi de öne çıkacak. Ar-Ge ile başlayan süreçte teknoloji gelişiyor, bu kalite ve verimlilik artışı olarak artan üretime yansıyor. Bilişim sistemleri ve teknoloji alanında nanoteknoloji, genetik ya da biyoteknoloji; yeni nesil nükleer yakıtlar ve teknolojileri; hidrojen ve yakıt pili teknolojileri ile süper iletkenlerin üretimi öne çıkacak.
Fakat ülkemizde çok fazla üstünde durulmayan bir konu daha var ki, şimdiden dikkate alınırsa kendinizi en iyi şekilde yönlendirmiş olursunuz. Önümüzdeki süreçte alansal üniversite eğitiminden ziyade, Avrupa’da şuan olduğu gibi, mesleki eğitim önem kazanacak. Sektörler ya kendi elemanlarını yetiştirecek ya da bu işi başkalarına yaptıracaklar, yani standartlarını koyup, siparişini verip satın alacak. Eğitim alanında mesleğe dönük eğitimin derinleşmesi bekleniyor. Hayat boyu sürekli eğitim çalışmayanlar için, mesleki eğitim ara elemanlar için ve meslek içi eğitim çalışanların gelişmesi için uzaktan eğitim zaman ve mekandan bağımsız önem kazanacaktır. Gençlere tavsiyem, dünyaca bilinen prestijli üniversitelerin sanal eğitimlerinden faydalanarak, üniversite eğitimlerinin üzerine bu sanal eğitimlerden kazanacakları beceri ve nitelikleri de ekleyip sertifikalandırmalıdır.
Çalışma hayatınız ve sosyal hayatınız ile kadın olarak topluma iyi bir örneksiniz. Birçok işi bir arada yapıyorsunuz? Sizin için yorucu olmuyor mu?
Benim hayatım çok yorucu ve bunu kabul ediyorum. Çok ülkeye gittim ve bu ülkelerle iletişimim devam ediyor ve her geçen gün bu yoğunluk katlanıyor. Ama ben memnunum çünkü bu yaptığım çalışmaları aynı zamanda ülkeme bir hizmet olarak görüyorum. Benim için önemli olan ülkem ve bu çalışmaları yeğleyeceğim bir diğer uğraş yok.
