“Kuğu Gibi Kadın” Gizem Karataş sanatyapiyo.com’da

Resime başladığımda çok küçük yaştaydım. Ailedeki kaosu çözmek için hep resime başvurdum. İlk yanımda olan kişi babaannemdi, genel resmi bana o öğretti. Minnettarım. 7 sene boyunca resimle ilgilendim dünya çapında resim yarışmalarına katılmışlığım oldu bu süre içinde. Daha sonra küçük bir ara vermek zorunda kaldım. Tekrardan resme başladığımda 5 sene geçmişti ve ilhamlarıma kadar her şey farklıydı.
O zaman “Kuğu Kadın” adlı eserimi yaptım ve yeni resim hayatıma başladım.
Mimarlığa olan ilgisinin resimle ortaya çıktığını belirten Gizem Karataş, ilk sergisine Beyoğlu’nda “Kuğu Kadın” adlı eseriyle seçilerek katıldı. Karma sergilerle kendini gösteren sanatçı daha sonrasında tekrardan “Angel Bee” isimli başyapıtıyla solo sergisini yine Galata’da açtı. Asıl gurur duyduğu eserinin “Angel Bee” olduğunu söyleyerek aynı zamanda satılan en büyük eserinin olduğunu ve satılmasındaki en büyük payın hikayesi olduğunu anlatıyor. Belirli bir süreçten sonra sadece sipariş üzerine eser ürettiğini söyleyen Gizem Karataş’ın dijital sanatlarına ve tablolarına kendisinden ulaşabileceğiniz gibi artık sanatyapiyo.com’dan da ulaşabilirsiniz.
Biz de bir iki soru sorduk tabii ki…
Multidisipliner Sanat’a geçişiniz nasıl oldu?
Kara kalem tekniği hiç benlik değildi,hala da sevmem. Benim ilgimi çeken mixlemek ve karışık türlerdi. Baktım gerçeklikten çok soyuta yöneliyorum,tablolarımda da soyutluğa ağırlık verdim. Ve böylece insanla doğayı karıştırarak yarattığım eserlerim ortaya çıktı.
Bu karışık ilham nereden geliyor?
Hayatımda bir sürü iş yaptım, her dala balıklama atladım. Yeni işler yeni ortamlar denedikçe bana gelen ilhamı fark ettim. Yaptığım farklı işlerle hayatımı karıştırarak bunları eserlerime yansıttım. Angel Bee’nin hikayesi de buna dayanıyor zaten.
“Angel Bee” nereden çıktı?
Angel Bee hem feminen hem de maskülen bir eser. Anlatmak istediğim şey iş gücüydü ve bunu insanlara rahat bir şekilde fark ettirebilmekti. Arı benim için çalışma ve gücü temsil ediyordu bu yüzden bir kraliçe arı seçtim. Melek kanatları tamamen resmi soyutlaştırmak için kullandığım bir semboldü fakat sergide insanlar bunu daha farklı şekilde yorumladı. Bu da onu özel kıldı tabii.